Sunko Proje’nin BOTAŞ Dörtyol İskelesi’ndeki Katkıları ve Mühendislik Başarıları
Sunko Proje, Türkiye’nin önde gelen mühendislik firmalarından biri olarak, ülkenin stratejik enerji altyapısına katkıda bulunmaya devam ediyor. Özellikle BOTAŞ Dörtyol İskelesi’nde gerçekleştirilen dolfen projeleri, Sunko Proje’nin uzmanlık ve mühendislik yeteneklerini bir kez daha kanıtlamaktadır. Firma, bu kritik enerji terminalinde yapılan çalışmalarla Türkiye’nin enerji güvenliğini ve operasyonel verimliliğini artırmada önemli bir rol üstlenmiştir.
BOTAŞ Dörtyol İskelesi ve FSRU Terminali Dolfeni
BOTAŞ Dörtyol İskelesi, Türkiye’nin enerji altyapısında stratejik bir rol oynayan Hatay’ın Dörtyol ilçesinde yer alan önemli bir enerji terminalidir. Bu terminal, Azerbaycan ve Türkmenistan gibi ülkelerden gelen enerji kaynaklarının Avrupa’ya taşınmasında kilit bir noktada yer alır ve büyük tankerlerin yanaşmasına imkan tanır.
Dörtyol İskelesi’nin en önemli özelliklerinden biri, 7 Şubat 2018’de işletmeye alınan Dörtyol FSRU (Floating Storage Regasification Unit) Terminali’dir. Bu terminal, Türkiye’nin arz ve sistem güvenliğini sağlamak amacıyla, boru hatlarına bağımlı olmadan farklı kaynaklardan, ülkelerden veya spot piyasalardan gaz tedariki yapabilmektedir. Sunko Proje’nin mühendislik çalışmaları, bu terminalin güvenli ve verimli bir şekilde işlemesini sağlamak için kritik öneme sahiptir.
Dolfen Misafiri Dünyanın En Büyük FSRU Gemisi: FSRU Challenger
Dörtyol FSRU Terminali, dünyanın en büyük FSRU gemisi olan FSRU Challenger’a da ev sahipliği yapmaktadır. FSRU Challenger, 263.000 metreküplük LNG depolama kapasitesi ile dünyadaki en büyük LNG depolama kapasitesine sahip gemidir. Bu gemi, Türkiye’nin doğal gaz arz güvenliğini ve kaynak çeşitliliğini sağlamak amacıyla kiralanmış olup, Türkiye’nin enerji altyapısına büyük katkı sağlamaktadır.
FSRU Challenger’ın devreye girmesiyle birlikte Türkiye’nin günlük LNG gazlaştırma kapasitesi 117 milyon metreküp/güne ulaşmıştır. Bu geminin BOTAŞ Dörtyol İskelesi’nde faaliyet göstermesi, Sunko Proje’nin mühendislik yeteneklerinin uluslararası standartlarda bir kez daha onaylandığını göstermektedir.
Dolfen Tasarımı Nedir?
Dolfen, liman, iskele veya yükleme noktalarında büyük gemilerin güvenli bir şekilde yanaşmasını ve bağlanmasını sağlayan deniz yapılarıdır. Sunko Proje, BOTAŞ Dörtyol İskelesi’nde dolfen sistemlerinin güvenliği ve verimliliğini artırmak amacıyla kapsamlı mühendislik çalışmaları yürütmüştür.
D3 Deprem Sınıfı ve Dolfen Tasarımında Sunko Proje’nin Rolü
D3 Deprem Sınıfı, Türkiye’de deprem tehlikesi açısından en yüksek risk grubunu ifade eder. Sunko Proje, BOTAŞ Dörtyol İskelesi’nde yer alan yapıların bu sınıfa uygun olarak tasarlanması ve güçlendirilmesi için önemli projelere imza atmıştır. Firma, deprem dayanıklılığı üzerine gerçekleştirdiği etüt ve pr
oje çalışmalarıyla, iskelenin ve üzerinde bulunan kritik yapıların, olası bir deprem sırasında güvenli ve işlevsel kalmasını sağlamıştır.
Dolfen Tasarımı Sırasında Sunko Proje’nin İzlediği Adımlar ve Metodoloji
- Ön İnceleme ve Mevcut Durum Analizi:
- Mevcut dolfen sistemlerinin yapısal bütünlüğü ve dayanıklılığı analiz edilmiştir.
- Deprem dayanıklılığı üzerine detaylı analizler yapılmış, güçlendirme veya yeni tasarım kararları alınmıştır.
- Deprem Etkileri ve Yapısal Analiz:
- D3 deprem sınıfına göre sismik etkiler değerlendirilmiş ve zemin etüdü çalışmaları yapılmıştır.
- Güçlendirme veya Yeni Tasarım Kararları:
- Mevcut dolfen sisteminin güçlendirilmesi veya yeni bir sistemin tasarlanması yönünde kararlar verilmiştir.
- Yeni Dolfen Sistemi Tasarımı:
- Deprem dayanıklılığı, malzeme seçimi, deniz koşulları ve operasyonel verimlilik dikkate alınarak tasarım gerçekleştirilmiştir.
- Maliyet Analizleri ve İhale Dokümanlarının Hazırlanması:
- Maliyet analizleri yapılarak, ihale dokümanları hazırlanmış ve BOTAŞ’a sunulmuştur.
Sonuç
Sunko Proje’nin BOTAŞ Dörtyol İskelesi üzerindeki mühendislik çalışmaları, Türkiye’nin enerji güvenliği için hayati bir önem taşımaktadır. Sunko Proje’nin üstün mühendislik yetenekleri, FSRU Challenger gibi devasa projelerin başarıyla hayata geçirilmesinde kritik bir rol oynamış ve Türkiye’nin enerji altyapısını uluslararası standartlarda güçlendirmiştir.